Tayfun Kandemir ; “Bir ‘Edip’in Portresi”, Zaman

BİR “EDİP”İN PORTRESİ
Tayfun KANDEMİR

Sadece edebiyat tarihimizin değil yakın dönem kültür ve siyaset tarihimizin renkli simalarından olan Halide Edip, Doç. Dr. Nazan Bekiroğlu tarafından bir kitapla tanıtılıyor. Bekiroğlu’nun, biyografi tanımlamasına sıkıştıramayacağımız akademik seviyeli kitabı, bu “kadın sanatçı”nın kültür-sanat, edebiyat ve siyasi tarihimize kazıdığı izlerin ne denli derin olduğunu vurgulaması açısından oldukça önemli. Edebiyat tarihinde yer almış şahsiyetler üzerine yazılmış ve onların hayatları, edebi kişilikleri ile eserlerinden bazı seçmelerin yer aldığı kitaplar vardır ve bu eserler adını sıkça duyduğumuz fakat hakkında bilgimizin çok kısır olduğu şair ve yazarlara dair bize komprime bilgiler sunarlar ve onları, meşhur olmalarına sebep olan yönleriyle oldukça kapsamlı bir şekilde tanıtırlar. Bu teknikle, edebiyatçıları tanıtmak amacıyla nice kitap yazılmış ve bu eserler bizlere bu şahsiyetleri her yönüyle anlamada çok başarılı bir misyonu yüklenmişlerdir. Bunları yazmamızın sebebi ise Bekiroğlu’nun Halide Ediple ilgili çalışmasında aynı tekniği kullanması.

Çağdaşları içindeki hemcinslerinde bu denli üretkeni ve aksiyonerine rastlanmamış, olması, aynı zamanda meslektaşı erkeklerin arasında çoğu zaman başarısıyla sivrilebilmiş olmasına rağmen, sanatçının günümüz Türkiye’sinde layıkıyla tanınmadığını düşünen Bekiroğlu, ağırlıkla Halide Edip’in eserleri hakkında bilgiler bulunan kitabında, yazarın hayatı, edebi kimliği, eserleri, romanları, hatıraları ve hikayeleri gibi başlıklar üzerinde durmuş Dolayısıyla bir tanıtım özelliği taşıyan bu kitabın önsözünden, kitap hakkında genel bir bilgi almamız mümkün:

“Halide Edip Adıvar sadece edebiyat tarihimizin değil, yakın dönem kültür ve siyaset tarihimizin de renkli ve dikkate değer simalarından birisidir. Bütün ömrüne yayılmış bir tefekkür ve eğitim faaliyetinin yanı sıra asıl şöhretini Türk edebiyatının birinci sınıf romancılarından biri olarak sağlamıştır. Sinekli Bakkal, hiç olmazsa şu son yıllara kadar, Türk edebiyatının en çok basılan romanıdır. Halide ediple, “kadın sanatçı” tanımı ile ortaya çıkan sunî bir ayrım da yok olmuş, o, kıymetini kadın olmasına bağlı bir hoşgörüden değil mahiyetinden alan bir sanatçı olarak görmüştür. Bugün Türk kadını için çok doğal sayılan duruşların sağlanmasında; Meşrutiyet öncesinde varlık göstermiş Fatma Aliye, Emine Samiye, Nigar Hanım ve Makbule Leman hamlelerinden sonra bilinçli ve yüksek tonda ilk ses de ondan gelir.

Halide Edip, milli Mücadeleye denk gelen bir dönemde tefekkür cephesinde bir siyaset etkinliğinin yanı sıra sıcak savaşın da içindedir. Milli Mücadelenin lider kadrosunu yakından tanımış, aydın olmanın getirileni arasında Mustafa Kemal’le fikir teatisinde bulunmuş, cephe gerisi ve ve cephede görev almıştır.

İnanan ve inandığını sonuna kadar savunmaktan ve yaşamaktan geri kalmayan zihni bir yapı içinde Halide Edip; eğitimci, öğretmen, yazar, mütefekkir, işgal İstanbul’unda nutuklar irâd edici, Teali-i Nisvan kurucusu, hemşire, nefer, sekreter, çevirmen, Hilal-i Ahmer içinde faal bir sima, çavuş, profesör, milletvekili ve bütün bunların yanı sıra iyi bir eş, iyi bir annedir.”

Önsözde de belirtildiği gibi kitap, tanıtım görevinden fazlasına talip olmasa da, eserin güvenilir yapısı ve akıcı diliyle bu anımsanmayacak görevi başarıyla yerine getirdiği, rahatlıkla söylenebilir.

Yorum yapın